Panik Atak ve Akupunktur Tedavisi

Panik atak kısaca, beklenmedik bir anda, herhangi bir yerde ortaya çıkabilen yoğun kaygı ve korku nöbeti olarak tanımlanır. Bu duygular o kadar yoğundur ki hasta kalp krizi geçirdiğini ve öleceğini düşünür. Bir kez panik atak geçiren kişi sürekli bir gün tekrar olacağı korkusuyla yaşar. Atakların sayısı hastadan hastaya değişir, günde bir kaç kez olabileceği gibi yılda birkaç kez de ortaya çıkabilir.

Panik atağın altında asıl nedenin ne olduğu tam olarak bilinmemektedir. Etyolojide suçlanan birçok farklı durum vardır. Panik atak çeşitli psikolojik bozukluklarda ortaya çıkabileceği gibi, yoğun stres altında olanlarda, yaşanan travmatik bir olay sonrasında, tiroid bezinin aşırı çalışmasında, kan şekeri düşüklüklerinde ve kansızlık gibi hastalıklarda da ortaya çıkabilir. Bazı hastalarda altta yatan neden saptanamaz. Kentlerde yaşayanlarda görülme sıklığı kırsal kesimlerde yaşayanlara göre çok daha fazla olduğundan modern yaşamın getirdiği bir hastalık olarak görülür. Ülkemizde her 100 kişiden 4’ü panik atak hastasıdır.

Panik atak tedavisi uzun süren ve sürekli dikkatli takip isteyen bir hastalıktır. Ciddi panik atak durumlarında kişi sosyal hayattan tamamen kopar ve evden çıkamaz hale gelir. Batı tıbbı tedavide psikoterapi ve/veya ilaç tedavisi kullanır. Kullanılan ilaçlar direkt merkezi sinir sistemine etki ettiklerinden bir sürü yan etkiyi de beraberlerinde getirirler. Akupunktur tedavisi vucütta bozulmuş olan dengeyi yeniden düzenler. Panik atak hastalarında kuşku, korku ve endişe yönünde bozulan psikolojik dengeyi tekrar yerine getirir. Vücudun mutluluk ve haz alma sisteminin parçası olan endorfin ve seratonin gibi kimyasalların seviyesini arttırır. Vücudun stresle baş etmesi ve endişe verici durumlardan kurtulmasını sağlayan kortizol maddesinin salınımını düzenler. Beyindeki özel bölgeleri etkileyerek ilaç tedavisinin sonuçlarına benzer etkiler yaratır. Bunu vücutta herhangi bir yan etkiye neden olmadan yapar.

Tedavide ilk 10 seans her gün veya gün aşırı yapılır. 10 seans sonunda 7-10 gün ara verilir. Takip eden 3 hafta boyunca haftada 2 kez, takip eden 6 ay boyunca ayda 1 kez seanslara devam edilir. Hastalığın tekrarlamaması için yılda uygulanacak 1 ya da 2 seans yeterli olacaktır.